“BİÇİM, YÜZEY VE ESTETİK” EMEL BOZKURT KİŞİSEL SERAMİK SERGİSİ

Kategori: Kurum İçi Sergiler | Alt Kategori: Kişisel Sergi

Sergi Başlangıç: 10.10.2025 | Sergi Bitiş: 10.11.2025


Sergi Afişi Sergi İç Görsel

EMEL BOZKURT

1981 Yılında Kahramanmaraş’ın Göksun ilçesi Mehmetbey köyünde doğdu. Sanat eğitimine Sakarya Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümünde başladı; burada lisans (2002-2006) ve yüksek lisansını (2009-2012) tamamladı.
2004 yılı “Eczacıbaşı Karo Seramik San.A.Ş, Ürün Geliştirme Departmanı”, 2005 yılı “İznik Eğitim ve Öğretim Vakfı”, dekor bölümlerinde stajını tamamlayarak; 2006/2008 Yıllarında İznik Eğitim ve Öğretim Vakfı ve Mavi Çini işletmeleri dekor bölümlerinde görevler aldı. 2012/2015 yılları arasında Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Kültür Sanat Daire Başkanlığı ve Fen İşleri Daire Başkanlığının ortak çalışması olan “Kadeş Sanat Atölyesi” nin kurulumunu gerçekleştirerek üç yıl süreyle proje ve sanat danışmanlığını yürüttü. Halen Gaziantep Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik ve Cam bölümünde Öğr.Gör. olarak çalışmalarını sürdürmektedir.
Çok çeşitli şekillendirme, dekor ve pişirim yöntemini içeren seramik sanatı üretimlerine bu yöntemlerin herhangi birisine yoğunlaşmadan; hemen her tekniği uygulayarak devam eden sanatçı; seramik eğitimi almaya başladığı 2002 yılından itibaren ulusal ve uluslararası birçok etkinliğe katılmış ve 6 kişisel seramik sergisi gerçekleştirmiştir.
“Biçim, Yüzey ve Estetik” isimli yeni sergisi, seramik nesneleri salt işlevsel eşyalar olmaktan çıkararak biçim ve yüzey ilişkisini hem teknik hem de estetik bağlamda sorgulayan özgün bir zeminde konumlanmaktadır. Bu sergide yer alan eserler, bir yandan geleneksel üretim anlayışını yansıtırken, diğer yandan çağdaş biçimsel arayışlarla birleşerek iç içe geçmiş düşünsel bir alan sunmaktadır.


"BİÇİM, YÜZEY VE ESTETİK" EMEL BOZKURT KİŞİSEL SERAMİK SERGİSİ ÜZERİNE

"Onun seramikleri, biçimle yüzey arasında kurulan estetik bir diyaloğun sessiz tanıklarıdır; her biri, malzemenin belleğinde yankılanan düşünceli bir geometridir."

“Biçim, Yüzey ve Estetik” başlıklı kişisel seramik sergisi, sanatçının malzeme, teknik ve estetik arasındaki ilişkiyi deneysel bir bütünlük içinde sorguladığı kapsamlı bir üretim sürecini görünür kılar. 33 eserden oluşan bu seçki, formun geometrik yapısı ile yüzeyin dokusal zenginliğini aynı sahnede buluşturur. Sanatçının düşük derece vakumlu beyaz kil, kırmızı kil ve şamotlu kil çeşitleriyle gerçekleştirdiği üretim, malzemenin içsel karakterine duyulan saygının ve biçimsel çözümlemenin sürekliliğinin ifadesidir.
Sergide yer alan her kutu formu, seramiğin hem işlevsel hem de heykelsi yönünü araştıran bir estetik düşüncenin ürünü olarak karşımıza çıkar. Plaka tekniğiyle biçimlendirilmiş yüzeyler, kimi zaman kazıma, ajur, rölyef, kimi zaman ise sır altı fırça dekorları ve kâğıt transfer teknikleriyle zenginleşir. Bu çeşitlilik, yalnızca yüzeyin dekoratif niteliğini değil, aynı zamanda malzemenin tarihsel belleğini de harekete geçirir. Yüzey, burada bir süsleme alanı değil; formun düşünsel devamıdır.
Kutuların geometrik düzeni; kare, yatay ya da dikey dikdörtgen biçimleriyle estetik bir araştırmanın temelini oluşturur. Her form, yüzeyin kendine özgü diliyle birleşerek plastik bir denge kurar. Bu birliktelik, seramik nesneyi gündelik işlevselliğin sınırlarından çıkarıp, onu heykelsi bir varlık düzlemine taşır. Her kapak tasarımı, nesnenin bütününü dönüştüren bir odak noktası haline gelirken biçim, yüzey ve estetik kavramları arasında kurulan denge, sanatçının kavramsal yönelimini açık biçimde ortaya koyar. Bozkurt’un serisi, geleneksel tekniklerin çağdaş biçim anlayışıyla yeniden düşünülmesi üzerine kuruludur. Bu yaklaşım, seramik sanatında yüzeyin bir sonuç değil, düşünsel bir süreç olduğunu hatırlatır. Malzeme, biçim ve estetik, burada birbirinden ayrılmaz üç eksen olarak konumlanır ve her biri diğerini destekler, dönüştürür, çoğaltır.
Bu sergi, seyircisini yalnızca biçimsel güzelliğe değil, yüzeyin ardındaki düşünceye, malzemenin estetik hafızasına da davet etmektedir. Her kutu, kendi sınırları içinde bir mekân yaratıp; orayı, seramiğin düşünsel coğrafyasına açılan bir pencere olarak konumlandırır.
Prof. Dr. Ayhan ÖZER



Ana Sayfaya Dön